26 Ara Cingıl Beeels!
2021’in son yazısından hepinize merhaba!
İtiraf edelim, bu sene hiçbirimizde yeni yıl coşkusu yok. İlk defa, eski yıla “Bit artık 20..” şeklinde değil; “Gitme kurban olayım🥺” diye sesleniyoruz. Yaşama sevincimizin üzerine yaz saati karanlığı çökmüş durumda. Ama böyle olmaz; umut etmeden yaşayamayız. Âdettendir; her yılın sonunda yeni yıla dair dilekler dilenir, her yılın başında da yepisyeni kararlar alınır ve o kararlar genellikle ambalajında kalır. Halbuki niye öyle olsun? Yeterince isteseydik olmayacak şeyler miydi bunlar Allahaşkına? Haydi şunları havalandıralım biraz; belki üstlerinden tozu toprağı kalkınca canlanıverirler.
– Hepimizin önceliği sağlık, değil mi? İlk ve en önemli beklentimiz bu. Peki ben sağlık dilerken aynı anda bir hastane sahibi de bereket için dua ediyorsa n’olacak?
– Müsait bir yerde, bahçeli, özel havuzlu, müstakil bir ev rica edeceğim. Şehrin göbeğinde; ama insanlardan uzak, deniz manzaralı; ama ormana en fazla 10 dakika yürüyüş mesafesinde, tadilat gerektirmeyen, alırken bedava, satarken dünya para olsun. Ketçap mayonez de olsun, evet. Tişikkirler…
– Ev demişken… Olur ya; müstakil ev kalmamıştır filan, şöyle 270° deniz gören kocaman bir apartman dairesine de fitim. Ara katta filan oturacaksam, yanımda yakınımda medeniyete tepki olarak doğmayan komşular olsun lütfen. Bilhassa üst kat… Birbirimizin varlığını, bina içinde karşılaşınca hatırlayalım. Bunun dışında, evle ilgili yukardaki diğer maddeler geçerliliğini korumaktadır.
– Yaparken deli gibi eğlendiğim, zevk aldığım ve aynı oranda para ve başarı kazandığım bir işim olsun. Bu iş sayesinde güzel insanlarla tanışayım; sosyal hayatım hareketlensin. Bir plan yapıldığı zaman, parayı değil; ne giyip ne takacağımı düşüneyim.
– Sektör farketmeksizin söylüyorum; dürüst ve naif çalışanların ayağını kaydırmadan kendine yer açamayan, toksik, üst düzey kadın yöneticileri benden uzak tut Rabbim. Çok âmin!
– Fazla kiloların bir anda, sağlıkla, kendiliğinden kaybolması ve dönüş yolunu bulamamaları hakkında KHK…
– Bir sabah uyandığımızda toplumun kültür seviyesinin aniden yükselmesi sonucu magazin saçmalıklarının, reality şovlarının, abuk yarışmaların filan yayından kalkması… Yerine Avrupa’daki TV kanallarındaki gibi müzikli, eğlenceli ve düzeyli programların gelmesi…
– İstanbul’da, elimi kaldırdığım an taksi bulmak ve taksicinin beni istediğim yere sorunsuz götürmesi. Pardon ya, burada çok uçtum.
– Hayatımı paylaşacağım insanın eğlenmeyi bilmesi; yaşamanın keyfini benimle birlikte çıkarabilmesi ne güzel olurdu değil mi? Sorumluluk sahibi olması, birlikte olmaya bayılırken, kendi alanlarımıza da saygı göstermeyi bilmesi…
– Hayatımı paylaşacağım biri olması…
– Zibilyon liralar verdiğimiz kozmetik ürünlerin artık fiyatlarının hakkını vermeye başlayıp; kapaklarını açtığımız anda yüzümüze, cildimize kendiliğinden nüfuz etmeleri…
– Şımarık çocuk yetiştiren, çocuğun morarıncaya kadar çığlık çığlığa ağlaması zerre umrunda olmadan serpme kahvaltıya yumulan ana babaların ıslah edilmesi…
– Çamaşır makinasının yuttuğu çorapları itiraf edip, onları azat etmesi…
– “Aynen”, “Sıkıntı yok” ifadelerinin azalarak bitmesi ve insanımızın kendi dilini günde 100 kelimeden fazlasını kullanarak konuşabilmesi…
– “Yâr” kelimesinin şarkı sözlerinde kullanımı yasaklansın. Yasak sonrası kıvranan söz yazarları üzerinde laboratuvar incelemeleri yapılsın.
– Örovizyona geri dönelim, noooluur be? 🥺
– Artistik buz pateni yarışmaları ulusal kanallardan canlı olarak verilsin. Reyting sıralamasında dizileri yerle bir etsin.
– Benim televizyona da reyting ölçüm cihazı takılsın. “This is Spartaaaağğğ!” deyip, çöp niteliğindeki yayınları yerin yedi kat altına göndereyim.
– Her tuttuğumuz altın olmasın. Değerler karışmasın. Sıkıntı çıkabilir.
– Limon sıkacaklarının, çekirdeği tutma konusunda daha etkili olmasını bekliyorum. Zira yarım limon suyu için 15 adet çekirdek ayıklarken, kendim sıkacak vazifesi görüyorum.
– Ve son olarak; şu ülkenin kullanma kılavuzunu (Nutuk) okumayan kalmasın. Ülke kurcalana kurcalana bir hal oldu.
Yeterince istersem olur bence ya. Şu 🤏 kadarcık beklentilerim var, nedir yani? Sonuçta isteyenin bir yüzü kara, vermeyen çikileta renkli…
Düşündüğünden, dilediğinden çok daha güzel bir 2022 olsun, sevgili okuyucu. Mutlu yıllar🎈
Gül İstemez
Yayınlama 18:50h, 26 AralıkHarikasın yine ya 😘😘😘
Göksu
Yayınlama 18:54h, 26 AralıkCanımmm, iyi ki okuyorsun! 🥰 😚